Prensesin aşkı

 Aslında bu diziyi yeni izledigimde paylaşmıştım arkadaşlar.Benim için en büyük tarih yapıtlarından biri..dizi o kadar çok hoşuma gitti ki ilk yılda defalarca izledim...şimdi de tarih dizilerinin az oldugu bu günlerde tüm tarih dizilerini tekrarlıyorum...belki hayatta gerçek bir drama oldugu için..ben onlardan vazgeçemiyorum.Komedi ise hiç izliyemem..çünkü hayattı hep cidiye almış..komediler eski fransız oyuncularından Çarli Çaplin döneminde kaldı..o zaman filmler siyah beyazdı...Dizi 1 yıl geriye dönüşle başlıyor..ne mutlu günleridi Seruyungun...onun azmine ve kalbine hayran kalmıştım.
Düşsede kalksada illa o atta binecek ve ölümün kıyısından dönecektir.Bir gün tesadüfen ögrenir ki babası onu..evlendirmek ister..ve nasıl biri oldugunu ögrenmek için prensesin derslerine girer..işte bilmeseler bile o zaman aralarında aşkın çiçekleri açmaya başlar...sanırım o dönem herkes için mutlu bir dönemdi...fakat kralın...kızıyla evlenme kararı çıkınca işte o zaman herşey alt üst olur...Aslında
büyük prens Soyanga çok kızgınım..kardeşinin hastalıgından ve kızının aşkını kulanarak..büyük bir hükümdarlık kurmak ister..büyük hırsları olan insanların tarih dizilerinde gördüm kadarıyla ya acı sonları olur ,ya da Soyang gibileri ise kan gölünden taht kurarBen diziyi anlatmıyacagım sanırım nerdeyse herkes izlemiştir ve bloglarında paylaşmıştır

sadece şunu söyliyecegim bu kadar aşkına sahip çıkan,korksada yılmıyan...hayatını bu aşka adamış bir kız...ben şahsen dizide de olsa onun bu mücadeleci ruhuna büyük saygı duydum

Romeo&Juliyet gibi bir aşk Şekspirin ölümsüz eseri...keşke sadece dizilerde degil de gerçek hayatta

da böyle aşklar olsa...özelikle son bölüm beni bitirdi muhteşem ostuyla..ve küçük,fakir fakat mutlu bir aile..*************************************************************************

 çok güçlü bir prenses karakter olarak************************

 görüşmek üzere sevgili arkadaşlar...kalemi arada alıyorum elime sanırım..yoruldum savaşmaktan...sarayatta